YALAN HABER
Bazı basın yayın organlarında yer alan, “Kadın konukevlerinin yetersiz olduğu, şiddet gören kadınların yer bulamadığı ve Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığının bu konuda herhangi bir yatırım planı bulunmadığı” yönündeki iddialar
DOĞRUSU NE?
Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığımız şiddet mağduru kadınlara yönelik koruyucu ve destekleyici hizmetlerini etkin bir şekilde sürdürmekte; şiddet mağduru hiçbir kadın, kadın konukevi hizmetinden faydalanmak istediğinde geri çevrilmemektedir.
Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı, şiddet mağduru kadınlara yönelik koruyucu ve destekleyici hizmetlerini etkin ve kesintisiz bir şekilde %70-75 doluluk oranıyla hizmet vermekte ve her ilde en az bir kadın konukevi bulunmaktadır.
Nüfusu 100 binin üzerindeki belediyelerin kadın konukevi açma yükümlülüğü takip edilmekte; rehberlik ve danışmanlık hizmeti sağlanmakta; Cumhurbaşkanlığı Yatırım Programı kapsamında kapasite artırımı çalışmaları devam etmektedir.
Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığımız, kadınların şiddetten korunması ve desteklenmesine yönelik hizmetlerini hem mevcut altyapıyla hem de yeni yatırımlarla etkili ve sürdürülebilir şekilde yürütmektedir.
YALAN HABER
Bazı basın-yayın organları ve sosyal medya platformlarında Terörsüz Türkiye hedefi doğrultusunda gerçekleşen silah bırakma sürecine ilişkin çok sayıda dezenformasyon içerikli iddialar
DOĞRUSU NE?
Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan liderliğinde bir devlet politikası olarak ilgili kurumlarca yürütülen Terörsüz Türkiye süreci, Cumhur İttifakı’nın terörle mücadeledeki kararlılığını ve milli birliğe olan sarsılmaz inancını açıkça ortaya koymaktadır.
Terörsüz Türkiye süreci, devletin ilgili kurumlarının eşgüdümüyle; ulusal güvenlik öncelikleri gözetilerek, kontrollü, şeffaf ve kararlı bir şekilde yürütülmektedir.
Terörden arındırılmış, istikrarlı ve refah dolu bir Türkiye vizyonunu hayata geçirmek üzere atılan bu tarihi adım, ülkemizin istikrarı ve kalkınması adına milletimiz tarafından geniş ölçekte sahiplenilmektedir.
Süreç boyunca yaşanabilecek dezenformasyon ve karalama girişimlerine karşı kamuoyunun dikkatli olması, resmi kurum ve güvenilir kaynaklardan yapılacak açıklamalara itibar etmesi önemle rica olunur.
YALAN HABER
Bazı basın yayın organları ve sosyal medya platformlarında yer alan “Torba yasa ile ormanlar, zeytinlikler ve meralar sermayeye açılıyor; bu da orman yangınlarını artıracak” yönündeki iddialar
DOĞRUSU NE?
Kamuoyuna “ormanların tamamen enerji ve madencilik faaliyetlerine açıldığı” şeklinde yansıtılmaya çalışılan torba yasa teklifi, 6831 sayılı Orman Kanunu’ndaki izin süreçlerinde herhangi bir değişiklik getirmemektedir.
3213 sayılı Maden Kanunu’nda yapılan düzenleme, yalnızca izin sürecinin vatandaşlar adına Maden ve Petrol İşleri Genel Müdürlüğü (MAPEG) tarafından yürütülmesini sağlamaktadır. Bu değişiklik, izin kriterlerinde veya çevresel değerlendirme süreçlerinde herhangi bir farklılık içermemektedir.
Ayrıca, madencilik faaliyetlerinin orman yangınlarına neden olduğuna dair herhangi bir bilimsel veri bulunmamaktadır. Aksine, maden işletmeleri, yangınla mücadele konusunda altyapı ve müdahale desteği sağlayarak önemli katkılar sunmaktadır.
Yürürlükteki mevzuat gereği, ormanlarda faaliyet gösteren tesisler yangınlara karşı gerekli önlemleri almakla yükümlüdür. İlgili kurumlarımız ise ormanlarımızın korunmasına yönelik denetim faaliyetlerini titizlikle sürdürmektedir.
Kamuoyunun, doğruluğu teyit edilmemiş, manipülatif içeriklere itibar etmemesi önemle rica olunur.
YALAN HABER
Bazı basın ve yayın organlarında yer alan, “Geçen yıl 720 bin kız çocuğu ilkokul 4. sınıftan sonra okulu bıraktı” şeklindeki iddialar
DOĞRUSU NE?
Millî Eğitim Bakanlığı verilerine göre, 2023-2024 eğitim öğretim yılında 5. sınıf düzeyine tekabül eden yaş grubundaki kız çocuklarının net okullaşma oranı %98,68’dir. Bu oran, iddialarda ileri sürülen rakamların istatistiki gerçeklikten tamamen uzak olduğunu ortaya koymaktadır.
Son yıllarda hayata geçirilen sosyal politikalar, teşvik programları ve eğitim projeleri sayesinde, kız çocuklarının okullaşma oranında önemli bir artış yaşanmıştır. Toplumun tüm kesimlerinin eğitime erişimini sağlamayı amaçlayan bu uygulamalar, kız çocuklarının eğitim sürecine aktif katılımını desteklemiştir.
Devletimiz, eğitimde fırsat eşitliğini sağlamak amacıyla tüm imkânlarını seferber etmekte; bu doğrultudaki çalışmalarını azim ve kararlılıkla sürdürmektedir.
Millî Eğitim Bakanlığı tarafından her yıl düzenli olarak yayımlanan temel eğitim istatistikleri —okullaşma oranları da dâhil olmak üzere— https://sgb.meb.gov.tr/www/resmi-istatistikler/icerik/64 adresi üzerinden kamuoyunun bilgisine sunulmaktadır.
Bu nedenle, eğitim sistemimize ilişkin bilgi edinilirken yalnızca resmî kaynaklara başvurulması; doğruluğu teyit edilmemiş, kamuoyunu yanıltıcı nitelikteki açıklamalara itibar edilmemesi büyük önem taşımaktadır.
YALAN HABER
Son dönemde orman yangınlarının elektrik kaynaklı olduğuna dair sosyal medyada ve bazı mecralarda yer alan, kamuoyunu yanıltmaya yönelik asılsız iddialar
DOĞRUSU NE?
Türkiye’deki orman yangınlarının büyük bölümü; insan kaynaklı hatalar, ihmal ve doğal etkenlerden kaynaklanmaktadır. Elektrik kaynaklı yangınlar tüm orman yangınlarının yüzde 5’inden daha azını oluşturmaktadır.
Bu çerçevede, tarımsal faaliyetler sırasında kontrolsüz ateş kullanımı, söndürülmeden atılan sigara izmaritleri ve meteorolojik koşullar (yüksek sıcaklık, rüzgâr, kuraklık vb.) yangınların başlıca sebepleri arasında yer almaktadır.
Elektrik altyapısından kaynaklanan yangınlara ilişkin her olay, ilgili kurumlar tarafından soruşturulmaktadır. Mevcut veriler, elektrik kaynaklı yangınların oranının oldukça düşük olduğunu ortaya koymaktadır.
Öte yandan, Türkiye’de orman yangınlarıyla mücadele çalışmaları 2025 yılı hedefleri doğrultusunda kararlılıkla sürdürülmektedir. Bu kapsamda 27 uçak, 105 helikopter, bin 786 kara aracı, 2 bin 742 ilk müdahale aracı, aktif olarak görev yapmaktadır.
Yangın tespiti ortalama 2 dakikada gerçekleştirilmekte; 776 gözetleme kulesi ve yapay zekâ destekli sistemler ile 14 insansız hava aracı (İHA) bu süreçte aktif rol oynamaktadır. Yangınla mücadelede 8 bin 500 personelin yanı sıra 25 bin orman gönüllüsü görev almaktadır.
Bu çerçevede, kamuoyunun yalnızca resmi kaynaklarca paylaşılan bilgi ve açıklamalara itibar etmesi hem doğru bilgilendirme hem de afetle etkin mücadele açısından büyük önem taşımaktadır.
YALAN HABER
Bazı basın yayın organlarında, Pençe-Kilit Harekâtı bölgesinde yaşanan elim olayla ilgili, emekli bir personelin değerlendirmesine dayandırılan "mağarada tuzaklama yapıldığı" yönündeki iddialar
DOĞRUSU NE?
Millî Savunma Bakanlığı’mız tarafından yapılan açıklamadan, 6 Temmuz 2025 tarihinde 852 Rakımlı Tepe’de meydana gelen elim hadisede tuzaklama iddiasının asılsız olduğu net biçimde anlaşılmaktadır.
Millî Savunma Bakanlığı kaynaklarının vurguladığı üzere söz konusu mağara yaklaşık iki yıldır TSK kontrolünde olduğu için teröristlerin kimyasal tuzaklama yapması söz konusu değildir. Etkilenen personelin mağaraya aynı anda sokulduğu iddiası da doğru değildir.
Emekli asker sıfatıyla yapılan yorumlar, kamuoyunda resmî bilgi gibi algılanmamalıdır. Şehitlerimizin Aziz Hatırasını kullanarak bilgi kirliliği yaratmaya çalışan kişi veya odaklara karşı, toplumsal sorumluluk bilinciyle dikkat edilmesi gerekmektedir.
Kamuoyunun, yalnızca resmî makamlarca yapılan açıklamaları esas alması, asılsız iddialarla oluşturulmak istenen dezenformasyon kampanyalarına karşı dikkatli olması büyük önem arz etmektedir.
YALAN HABER
Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın bilgisi ve onayıyla, AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Sayın Hayati Yazıcı ile Hasan İmamoğlu’nun görüştüğü yönündeki iddia
DOĞRUSU NE?
Sayın Hayati Yazıcı’nın sosyal medya hesabında açıkça belirttiği üzere, bir YouTube kanalında ortaya atılan ve sosyal medyada yayılan iddiaların her cümlesi yalan, kurgu ve iftiradan ibarettir.
Gazetecilik etik ilkeleriyle bağdaşmayan bu tür mesnetsiz söylemlerle kamuoyu bilinçli şekilde yanıltılmak istenmektedir. Gerçek dışı içeriklerle toplumu yönlendirmeye çalışan kişiler hakkında ilgili mercilerce hukuki süreçler başlatılmıştır.
Bu tür senaryoların amacı, toplumda kafa karışıklığı yaratmak ve devlete olan güveni sarsmaktır. Kamuoyunun, teyit edilmemiş, kaynağı belirsiz ve manipülasyon amacı taşıyan içeriklere karşı dikkatli ve sağduyulu yaklaşması büyük önem taşımaktadır.
YALAN HABER
İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin “Tarım ve Orman Bakanlığından yangın söndürme uçağı satın alımı ve kullanımı konusunda yetki talep ettiği ancak bu talebin reddedildiği” yönündeki iddia
DOĞRUSU NE?
Tarım ve Orman Bakanlığı, 2025 yılı itibarıyla 27 uçak ve 105 helikopter ile toplam 438 ton su atma kapasitesine sahiptir. Ayrıca 14 aktif insansız hava aracı (İHA) ile Türkiye, bu alanda dünyada ikinci sırada yer almaktadır. Yangınla mücadele faaliyetleri modern teknolojiyle desteklenerek en üst düzeyde sürdürülmektedir.
Mevzuat gereği belediyelerin yangın söndürme amacıyla uçak temin etme, kullanma veya yönlendirme gibi bir yetkisi bulunmadığı, bu yetkinin Orman Genel Müdürlüğü’nün sorumluluğunda olduğu bilinmektedir.
Tüm bu hukuki ve teknik gerçekler ortadayken çeşitli basın organlarının İzmir Büyükşehir Belediyesi adına kamuoyunu yanıltıcı haberler yayınlaması, bilgi kirliliğine yol açmakta ve vatandaşlarımızın hassasiyetlerini istismar etmektedir.
Tarım ve Orman Bakanlığı’na bu konuda yapılmış herhangi bir resmî başvuru da bulunmamaktadır. Kamuoyuna sunulan bu tür asılsız söylemler, yalnızca toplumsal algıyı manipüle etmeye yöneliktir.
Vatandaşlarımızın bu tür manipülatif ve gerçek dışı beyanlara itibar etmemesi önemle rica olunur. Kamuoyuna saygıyla duyurulur.
YALAN HABER
Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın yurt dışı ziyaretlerinden dönüşte uçakta gazetecilerle yaptığı görüşmelere ilişkin, CHP Genel Başkanı Sayın Özgür Özel’in bugün düzenlediği basın toplantısında dile getirdiği iddialar
DOĞRUSU NE?
Sayın Özel’in hiçbir somut veriye dayanmadan ortaya attığı mesnetsiz iddialar, gazetecilik mesleğini, basın özgürlüğünü ve kurumsal devlet yapısını hedef almakta ve siyaseten sorumsuz bir yaklaşımı gözler önüne sermektedir.
Doğrusu; Sayın Cumhurbaşkanımız ile gazeteciler arasında gerçekleşen uçakta yapılan bu toplantılarda ses kaydı, haber amaçlı olarak toplantıya katılan gazeteciler tarafından alınmaktadır.
Sayın Cumhurbaşkanımıza yöneltilen sorular da gazeteciler tarafından tamamen kendi inisiyatifleriyle belirlenmekte ve Sayın Cumhurbaşkanımıza tevcih edilmektedir.
CHP Genel Başkanı Sayın Özel’in, gazetecileri itibarsızlaştırmaya ve kamuoyunu yanıltmaya yönelik açıklamalarını bilinçli bir algı operasyonu olarak değerlendiriyoruz.
YALAN HABER
Son dönemde ülkemizi etkisi altına alan orman yangınlarıyla ilgili devletin ekipman eksikliği nedeniyle yetersiz kaldığı yönünde ortaya atılan iddialar, gerçeği yansıtmamakta ve kamuoyunu yanıltmaya yönelik dezenformasyon içermektedir.
DOĞRUSU NE?
Devletimiz, orman yangınlarına karşı mücadelesini, tüm kamu kurumlarının eşgüdümüyle, etkin ve kapsamlı bir şekilde sürdürmektedir. Bu çerçevede vatandaşlarımızın güvenliğini önceleyen kapsamlı bir müdahale yürütülmekte, vatandaşlarımıza kesintisiz destek verilmektedir.
Kamu kurumlarımız devam etmekte olan aktif orman yangınlarına havadan ve karadan, çok sayıda uçak, helikopter, arazöz, su tankeri, iş makinesi ve yüzlerce personelle aralıksız müdahale etmektedir.
Yangın tehdidi altındaki yerleşim yerlerinden vatandaşlarımız, güvenli bölgelere tahliye edilmekte; yangınlardan doğrudan etkilenen vatandaşlarımıza sağlık müdahaleleri ivedilikle yapılmaktadır.
Türk Kızılayı ve ilgili birimlerimiz aracılığıyla yangın bölgelerinde beslenme hizmeti sunmakta ve vatandaşlarımızın temel ihtiyaçları kesintisiz bir şekilde karşılanmaktadır. Hasar tespit çalışmaları hızla yapılmakta; yangından etkilenen bölgelere acil yardım kapsamında ödenek gönderilmektedir.
Tüm bu gerçekler, devletimizin sahada etkili ve hızlı bir kriz yönetimi ortaya koyduğunu göstermektedir. Ormanlarımızın korunmasına ve vatandaşlarımızın can ve mal güvenliğine yönelik mücadelemiz azim ve kararlılıkla devam etmektedir.
YALAN HABER
Bazı basın yayın organlarında paylaşılan "Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan'ın Nakkaş Otoyolu inşaatını ziyaretinin ardından Kanal İstanbul güzergahındaki bölgenin imara açıldığı ve lüks konut inşa edileceği" yönündeki iddialar tamamen asılsızdır ve dezenformasyon niteliği taşımaktadır.
DOĞRUSU NE?
Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan'ın Nakkaş Otoyolu ziyareti 27 Şubat 2025 tarihinde gerçekleşmişken, iddia konusu projenin ihaleleri ziyaretten çok daha önce, 16 Aralık 2024 ile 31 Ocak 2025 tarihleri arasında açık ihale yöntemiyle şeffaf bir şekilde tamamlanmıştır.
Söz konusu projedeki konutlar, iddia edilenin aksine lüks konut değil, tamamen sosyal konut niteliğindedir. Bahsi geçen konut projesinin Kanal İstanbul projesiyle de hiçbir ilgisi bulunmamaktadır. Bu konutlar, TOKİ tarafından deprem riskiyle yaşayan dar gelirli vatandaşlarımız için inşa edilmektedir.
Bu proje, TOKİ tarafından yürütülen ve Cumhuriyet tarihinin en büyük sosyal konut hamlesi olan 250 bin konutluk projenin İstanbul ayağını oluşturmaktadır. Projenin, Kanal İstanbul ile ilişkilendirilmesi ve kasıtlı olarak manipüle edilmesi kötü niyetli bir algı çalışmasıdır.
YALAN HABER
“İran’ın nükleer tesislerine saldırı gerçekleştiren Amerikan bombardıman uçaklarının Türk hava sahasını kullandığına” dair çeşitli mecralarda dile getirilen iddialar dezenformasyon ürünüdür.
DOĞRUSU NE?
İsrail’in İran’a karşı başlattığı saldırılarda Türk hava sahası hiçbir şekilde ihlal edilmediği gibi, ABD tarafından İran’ın nükleer tesislerine yönelik gerçekleştirdiği saldırılarda da Türk hava sahası kesinlikle kullanılmamıştır.
Doğrusu; Amerika’dan kalkıp Cebel-i Tarık boğazı tarafından giriş yapıp Akdeniz’in güneyinden İsrail’e ulaşan bombardıman uçakları, Irak üzerinden giriş yaparak İran’ı vurmuştur.
Söz konusu bombardıman uçakları, yaptıkları taarruz sonrası aynı güzergahı tersinden takip etmiş; dönüşte Akdeniz üzerinde de (Girit’in güneyinde) yakıt ikmali yaparak Amerika’ya dönmüştür.
Türkiye Cumhuriyeti, Ortadoğu barış ve istikrarını ısrarla savunmaya devam etmekte; Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan bu amaçla diplomasiyi ayakta tutmak için alınan inisiyatiflere öncülük etmektedir.
Bunun aksi yönünde dile getirilen her türlü iddia dezenformasyon ürünüdür.
Kamuoyuna saygı ile duyurulur.
YALAN HABER
Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan'a yönelik tehdit iddiası
ile gözaltına alınarak tutuklanan Fatih Altaylı'nın yargılanma süreciyle ilgili kamuoyunu manipüle etmeye yönelik bir kampanya yürütülmektedir.
DOĞRUSU NE?
Türk Ceza Kanunun 106. maddesine göre "tehdit”, bir suçtur. Tehdit suçunun "ifade özgürlüğü" olarak takdim edilmesi manipülasyondur. Hukuk devletinde suç teşkil eden durumlara karşı "hukukun üstünlüğü ilkesi" herkesi bağlamaktadır.
YouTube kanalında Altaylı'ya "Halka Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ömrü boyunca cumhurbaşkanı kalıp kalmamasının sorulduğu ve yüzde 70’in buna karşı çıktığı" şeklinde bir soru yöneltilmiş; kendisi suç teşkil eden şu ifadeleri kullanmıştır:
“...yakın geçmiş değil uzak geçmişe bak, bu millet padişahını boğmuş bir millettir. Az buz değildir öldürülen, suikasta kurban giden Osmanlı padişahı... Suikast demeyelim de, komploya kurban giden veyahut boğazlanan veya intihar etti süsü verilen Osmanlı padişahı.”
Altaylı'nın ifadelerinin, Sayın Cumhurbaşkanımızla ilgili yöneltilen bir soru üzerine sarf edildiği ve ne anlama geldiği açıkça ortadır. Buna rağmen Altaylı’nın Cumhurbaşkanımızı kastetmediğine ve tarihi bir anekdot aktardığına ilişkin iddialar manipülasyondur.
Altaylı'nın "gözaltı ve yakalama" süreci Ceza Muhakemeleri Kanununun ilgili maddeleri uyarınca hukuki çerçevede yürütülmüştür. Bu konudaki usulsüzlük iddiaları da tamamen dezenformasyon ürünüdür.
Soruşturma makamları, Altaylı’nın ifadelerinin TCK’nın 310/2 maddesine dalalet ile TCK 106/1’de belirtilen tehdit suçuna vücut verdiği kanaatiyle kendisini tutuklamaya sevk etmiştir.
Sulh Ceza Hakimliği ise şüphelinin “beyanı ve ifadeleri, kanun metni ve gerekçeleri dikkate alındığında, tehdit suçunun varlığı ve fiili saldırı kapsamına girdiği, şüphelinin sözlerini ikrar etmiş olması ve bunun fiziki delillerle desteklendiği, cezanın alt ve üst sınırıyla birlikte değerlendirildiğinde kaçma şüphesinin yüksek olduğu” mütalaası ile tutuklanmasına karar vermiştir.
Ülkemizde yargı süreçleri bağımsız mahkemeler tarafından icra edilmektedir. Adli makamlar suç şüphesi durumunda şüpheli veya tanıklarla ilgili süreçleri hukuki çerçevede yürütmektedir.
Kamuoyuna saygıyla duyurulur.
YALAN HABER
FETÖ propaganda hesapları tarafından servis edilen ”İran'ı vuran İsrail uçaklarının İncirlik Üssünden Kalktığı” şeklindeki iddia tamamen hayal ürünüdür.
DOĞRUSU NE?
İsrail'in, Türkiye’de İncirlik Hava Üssünde ve herhangi bir sivil-askeri havalimanında konuşlanmış herhangi bir uçağı bulunmamaktadır.
Türkiye, Orta Doğu'da barış ve istikrarı desteklemektedir ve İsrail'in bölge barışını tehdit eden saldırgan tutumuna karşı çıkmaktadır.
Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan, İsrail'in saldırgan tutumunun sona erdirilmesi ve bölgede barışın tesis edilmesi için diplomatik inisiyatiflere öncülük etmektedir.
FETÖ üyelerinin tek amacı, halkı kin ve düşmanlığa tahrik etmek, Türkiye Cumhuriyeti Devleti ve kurumlarını yıpratmaktır.
YALAN HABER
Sosyal medya mecralarında paylaşılan, “Ümit Özdağ’ın Marmara Ceza İnfaz Kurumu çıkışında namaz kılmasının jandarma tarafından engellendiği” şeklindeki iddia asılsızdır.
DOĞRUSU NE?
Ümit Özdağ ve beraberindekiler, ceza infaz kurumundan ayrıldıktan sonra jandarma personeline herhangi bir talepte bulunmamış, namaz kılmak istediklerine dair bir bildirim yapmamışlardır.
Jandarmanın görev ve sorumluluğu cezaevi sınırları dahilindedir. Namaz kılınmak istendiği öne sürülen alan ise, cezaevi dışındaki bir camidir.
Dolayısıyla jandarmanın bu alana müdahale etmesi veya izin vermesi gibi bir durum da hukuki çerçevede mümkün değildir.
Ayrıca, güvenlik zaafiyeti oluşturabilecek herhangi bir durum ya da güvenlik önlemi talebi de taraflarca iletilmemiştir.
Sonuç olarak, ortaya atılan bu iddia kamuoyunu yanıltmaya yönelik bir dezenformasyondur.
Kamuoyuna saygıyla duyurulur.